Çok Sıkıcı Bir Durum: Türkiye'de Bilim ve Din Kıyaslanıyor
Normal şartlarda din ve bilim ayrı şeylerdir kıyasa girmemeleri gerekir ancak ülkemizde durum böyle değil. Bilimle uğraşanlara dinsiz muamelesi yapılıyor. Birileri de dindar gençlik yetiştirmek uğruna Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin sayısını artırıp temel bilimlerin ders sayısını azaltıyor.
Din Kültürü dersinin saatini artırarak daha dindar bir gençlik yetiştirmeyi mi planlıyorsunuz? Siz o derslerde öğrencilerin işe yarar bir şeyler yaptığını falan mı sanıyorsunuz? İnanın bana dine çok meraklı bir insan bunun için okulu kullanmaz oturur evinde araştırır bu işleri. Din öyle birilerinin öğretmesiyle olacak bir şey değildir. Din vicdanidir, kişiseldir ve okulda öğretilemez!
Buradaki tek amaç Din Kültürü dersini artırıp diğer derslere ayrılabilecek saat sayısını azaltmaktır. Tabi dersin adı “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” olunca Türkiye’de büyük bir kesim “dine laf edilmez tövbe estağfurullah” diye düşündüğü için bu sistemi getirenlere karşı çıkamıyor. Sonucunda ne oluyor? Birileri amacına ulaşıyor ve temel bilimleri bilmeyen, cahil, yorum yapma kabiliyeti zayıf, kültürsüz ve geri zekâlı bir nesil yetişiyor. Kimin ne işine yarayacak böyle bir nesil? Tabi ki de bu ülkeyi babasının çiftliği sanıp sadece kendi çevresinin kalkınmasını düşünen şerefsiz insanlar işine yarayacak. Çünkü bu şekilde zekâ fakiri bir gençlik ilerde bu ülkenin çalışan kesimi, anası, babası, dedesi ve ninesi olacak. Onları yönettiğiniz ve onlara bir şeyi dayattığınız takdirde bu ülkeyi yönetmiş olacaksınız.
Gerçekten çok sinsiler. Temelden bir şeyleri yıkarak belki 20 sene sonra az da olsa düzelme ihtimali olan ülkemi geri dönüşü olmayan karanlık günlere sokmayı hedefliyorlar. Hatta buna yeni değil 15-20 sene öncesinden başladılar. Öyle ki bu yazıma bile karşı çıkıp “Pis ateist! Ramazan günü dine laf etmek senin ne haddine?” diyebilecek tipler var bu ortamda. Ancak şunu bilmiyorlar: Elhamdülillah ben de Müslümanım. Emin olun sizden daha iyi Müslümanım. Neden biliyor musunuz? Çünkü Müslüman dediğinizin bir günü önceki günüyle eşit olmamalı. Araştırmalı, bilimi öğrenmeli, beynini kullanmalı ve kendisiyle birlikte ülkesini de geliştirmeli. Ancak böyle Müslüman olunur. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders saatini artırarak Müslüman olunmaz. Sadece zekâsız ve sorgulama kabiliyeti olmayan hayvandan farksız bireyler yetiştirir ve bunun sonucunda karanlık bir ülke elde edersiniz.
Seçim sizin. Ya şimdi oturun bilimsel bir şeylere kafa yormaya başlayın ya da sözde dindar kafanızla ülkeyi ve kendinizi karanlık günlere sürüklemeye devam edin. Hangi seçeneği seçerseniz seçin sonuçlarına katlanacak olan yine siz ve sizin çocuklarınız olacak, bunu unutmayın!
Din Kültürü dersinin saatini artırarak daha dindar bir gençlik yetiştirmeyi mi planlıyorsunuz? Siz o derslerde öğrencilerin işe yarar bir şeyler yaptığını falan mı sanıyorsunuz? İnanın bana dine çok meraklı bir insan bunun için okulu kullanmaz oturur evinde araştırır bu işleri. Din öyle birilerinin öğretmesiyle olacak bir şey değildir. Din vicdanidir, kişiseldir ve okulda öğretilemez!
Buradaki tek amaç Din Kültürü dersini artırıp diğer derslere ayrılabilecek saat sayısını azaltmaktır. Tabi dersin adı “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” olunca Türkiye’de büyük bir kesim “dine laf edilmez tövbe estağfurullah” diye düşündüğü için bu sistemi getirenlere karşı çıkamıyor. Sonucunda ne oluyor? Birileri amacına ulaşıyor ve temel bilimleri bilmeyen, cahil, yorum yapma kabiliyeti zayıf, kültürsüz ve geri zekâlı bir nesil yetişiyor. Kimin ne işine yarayacak böyle bir nesil? Tabi ki de bu ülkeyi babasının çiftliği sanıp sadece kendi çevresinin kalkınmasını düşünen şerefsiz insanlar işine yarayacak. Çünkü bu şekilde zekâ fakiri bir gençlik ilerde bu ülkenin çalışan kesimi, anası, babası, dedesi ve ninesi olacak. Onları yönettiğiniz ve onlara bir şeyi dayattığınız takdirde bu ülkeyi yönetmiş olacaksınız.
Gerçekten çok sinsiler. Temelden bir şeyleri yıkarak belki 20 sene sonra az da olsa düzelme ihtimali olan ülkemi geri dönüşü olmayan karanlık günlere sokmayı hedefliyorlar. Hatta buna yeni değil 15-20 sene öncesinden başladılar. Öyle ki bu yazıma bile karşı çıkıp “Pis ateist! Ramazan günü dine laf etmek senin ne haddine?” diyebilecek tipler var bu ortamda. Ancak şunu bilmiyorlar: Elhamdülillah ben de Müslümanım. Emin olun sizden daha iyi Müslümanım. Neden biliyor musunuz? Çünkü Müslüman dediğinizin bir günü önceki günüyle eşit olmamalı. Araştırmalı, bilimi öğrenmeli, beynini kullanmalı ve kendisiyle birlikte ülkesini de geliştirmeli. Ancak böyle Müslüman olunur. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders saatini artırarak Müslüman olunmaz. Sadece zekâsız ve sorgulama kabiliyeti olmayan hayvandan farksız bireyler yetiştirir ve bunun sonucunda karanlık bir ülke elde edersiniz.
Seçim sizin. Ya şimdi oturun bilimsel bir şeylere kafa yormaya başlayın ya da sözde dindar kafanızla ülkeyi ve kendinizi karanlık günlere sürüklemeye devam edin. Hangi seçeneği seçerseniz seçin sonuçlarına katlanacak olan yine siz ve sizin çocuklarınız olacak, bunu unutmayın!
Yorum Bırakın